İlk yardım eğitimi
Herhangi bir kaza yada yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda, sağlık görevlilerinin tıbbi yardımı sağlanıncaya kadar, hayatın kurtarılması ya da durumun daha kötüye gitmesini önleyebilmek amacıyla olay yerinde, tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamalardır.
İlk Yardımcı Kimdir?
İlk yardımın tanımında belirtilen amaç doğrultusunda, hasta/yaralıya tıbbi araç ve gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle , sağlık ekibi gelinceye kadar, ilaçsız uygulamaları yapan, konuyla ilgili eğitim sonunda ilk yardımcı sertifikası almış kişiyi tanımlar.
İlk Yardımın Öncelikli Amaçları Nelerdir?
Yaşamsal fonksiyonların sürdürülmesini sağlamak,
Hasta/yaralının durumunun kötüleşmesini engellemek,
İyileştirmeyi kolaylaştırmak ilk yardımın öncelikli amaçlarıdır.
İlk Yardım Temel Uygulamaları Nelerdir?
Koruma
Olay yerinde olası tehlikeleri belirleyerek güvenli bir çevre oluşturmaktır.
Kazaya uğrayan araç mümkünse güvenli bir alana alınmalıdır.
Olay yeri görünebilir biçimde işaretlenmelidir.
Meraklı kişiler olay yerinden uzaklaştırılmalıdır.
Kazaya uğrayan aracın kontak anahtarı kapatılmalıdır.
Sigara içilmemelidir ve içilmesine izin verilmemelidir.
Gaz varlığı söz konusu ise; zehirlenmelerin önlenmesi için gerekli önlemler alınmalıdır.
Gaz tüpünün vanası kapatılmalıdır, ortam havalandırılmalıdır.
Kıvılcım oluşturacak ışıklandırma veya çağrı araçlarını kullanımına izin verilmemelidir.
Hasta/yaralılar yerlerinden kımıldatılmamalıdır.
Hasta/yaralılar yaşam bulguları yönünden değerlendirilmelidir.
Kanamalı durumlarda mutlaka Hepatit B, C, HIV/AİDS gibi hastalıklara karşı korunmak için eldiven giyilmelidir.
Bildirme
En hızlı şekilde gerekli yardım kuruluşlarına ( 112 ) haber verilmesidir.112 arandığında kesin yer ve adres, kim, hangi numaradan arıyor, olayın tanımı, hasta ya da yaralı sayısı, durumu, nasıl bir yardım aldıkları açıklanmalıdır.
Kurtarma
Olay yerinde hasta yaralılara müdahale; hızlı ancak sakin ve bilinçli bir şekilde yapılmalıdır. Hasta/yaralının durumunun değerlendirilmesine bağlı olarak ilk yardım yapılmalıdır.Eğer ilk yardım bilinmiyorsa asla hasta/yaralıya dokunulmamalı ve kımıldatılmamalıdır.
İlk yardımcının müdahalede yapması gerekenler;
• Hasta/yaralının durumunu değerlendirmek ( solunumunu ),
• Hasta/yaralının korku ve endişelerini gidermek,
• Hasta/yaralıya müdahalede yardımcı olacak kişileri organize etmek,
• Hasta/yaralının durumunun ağırlaşmasını engellemek için gerekli müdahalede bulunmak,
• Kanama, kırık, çıkık ve burkulma vb. durumlarda yerinde müdahale etmek.
• Hasta/yaralının yarasını görmesine izin vermemek,
• Hasta/yaralıları hareket ettirmeden müdahale yapmak,
• Hasta/yaralıların en uygun yöntemlerle en yakın sağlık kuruluşuna sevkini sağlamak ( 112 ),
• Ancak herhangi bir tehlike yok ise hasta ya da yaralı yerinden kımıldatılmamalıdır.
Kaza: Önceden tahmin edilemiyen aniden meydana gelen ve istenmeyen sonuçlar doğuran, ölüm yaralanma ve maddi hasarla sonuçlanan olaylara denir. Kazalar çoğu kez önlenebilen olaylardır. Trafik kazaları, iş kazaları, ev kazaları, spor kazaları birer kaza tipleridir.
Felaket: Doğal kaynaklı ve kasıt unsuru olmadan ortaya çıkan, büyük ölçüde can ve mal kayıplarına sebep olan olaylara felaket denir. Deprem, sel, fırtına, salgın hastalıklar ve yanardağ patlaması gibi olaylar birer felakettir.
Trafik Kazası: Karayolu üzerinde, hareket halinde olan, bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm, yaralanma ve zararla sonuçlanmış olaylardır.
Kazaların nedeni daha çok insanlardır. Trafik kazalarına en çok sürücüler sebep olmaktadır. Şehir içindeki trafik kazalarından en çok etkilenen yaya grubu yaşlılar ve çocuklardır. Trafik kazalarını en önemli sebebi kural dışı araç kullanılmasıdır.
Trafik kazalarına neden olan sürücü kusurları genel olarak trafik kurallarına uymamak ; aşırı hız, alkollü araç kullanımı, yorgun, uykusuz ve dikkatsiz araç kullanma, geçme kurallarına uymama, yeterli takip mesafesi bırakmamak,
vb. dir.
Yurdumuzda “Hızır Acil Servis” hizmetinin telefon numarası 112 dir.
KAZA YERİ İLK YARDIM ÖNLEMLERİ
İlk yardım : Ani olarak hastalanan ya da kazaya uğrayan kimseye tıbbi tedavisi yapılana kadar olay yerinde yapılan hayat kurtarıcı girişimlere denir.
İlk yardımın amacı: Kazanın olduğu yerde, kazazedelere yardım ederek durumlarının kötüye gitmesini engellemek ve hayatlarını kurtarmaya çalışmaktır.
Kaza yeri acil yardım haberleşmesi yapılırken ilk önce yaralıların durumu ve sayısı bildirilir.Acil yardım haberleşmesinde iletilecek mesaj kısa, öz ve anlaşılır olmalıdır. Kaza yerine yalnız başına ulaşan diğer araç sürücüleri acil yardım haberleşmesini yaralıların ölmesini engelleyecek önlemleri aldıktan sonra yapmalıdır.
İlk yardımda 6 aşama:
1- Kazazedeyi güvenceli yere almak, (kaza yerinde gerekli emniyet tedbirleri almak.)
2- Teşhis koymak
3- İlk yardım yapmak
4- Haberleşme
5- Kazazedelerin öncelik sırasına göre taşınması
6- Kazazedelerin uygun pozisyonda taşınması
İlk yardımda öncelik sırası :
1: Solunumu duranlar
2: Kalbi duranlar
3: Şoka girenler
İlk yardımcının özellikleri :
1- İlk yardım bilgisine sahip olmak
2- Çabuk hareket etmek
3- Elimizdeki araç ve gereçleri en iyi şekilde kullanmak
4- Telaşlanmadan, heyecanlanmadan ve ümitsizlik belirtisi göstermeden, hemen ölebilecek olanlara öncelikle yardım etmek
Trafik kazalarına ilk müdehale edebilecek kimse oldukları için sürücülerin ilk yardım bilgi ve becerisine sahip olmaları önemlidir. Trafik kazası gördüğünde gerekli tedbiri almayan sürücülere para ve puan cezası birlikte uygulanır. Trafi kazası gördüğünde sürücülerin müdehale etmeleri her durumda bir zorunluluktur.
İNSAN VÜCUDU
Hücre : Bağımsız olarak yaşayabilen, vücudumuzun en küçük canlı birimidir. Hücre zarı vasıtasıyla beslenir.
Doku : Genellikle aynı tip hücrelerin bazı görevleri yapmak üzere birleşerek meydana getirdikleri yapıdır.
Organ: Belirli dokuların aynı amaç için bir araya geldiği birimdir.
Sistem: Aynı amaç için bir yapı içinde çalışan organların bütünüdür.Sindirirn,dolaşım, solunum, sinir, hareket, iç salgı vs. sistemleri vardır.
Hücre > Doku > Organ > Sistem > İnsan
Vücut bölgeleri
Baş bölgesi : Kafa, yüz, boyun, beyin, kulak, çene.
Göğüs bölgesi: Göğüs kafesi, kalp, akciğer, yemek borusu, nefes borusu
Karın bölgesi: Mide, bağırsaklar, karaciğer, safra kesesi, dalak
Omurga bölgesi: Omurga, omurilik, böbrekler, bacaklar, ayaklar, kollar, eller, omuzlar.
Vücut Boşlukları
Göğüs boşluğu: Kalp, akciğer
Karın boşluğu: Mide, bağırsaklar, karaciğer, dalak, pankreas
Kafatası boşluğu: Beyin, beyincik
Omurga boşluğu: Omurga, omurilik.
Leğen boşluğu: İdrar kesesi, iç üreme organları
Trafik kazalarında en çok yara alan vücut bölgeleri ve organlar; Kafa, yüz, boyun-ense, göğüs-meme, karın, sırt-bel bölgeleri. Kafatası ve omurga, göğüs ve karın boşlukları.
Sağlam doku ve orgaların, faaliyetlerini kaybetmiş organların yerine nakline izin verilmesine doku ve organ bağışı denir. Ülkemizde, uygun şartları taşıyan doku ve organ bağışı hem hukuken, hemde dinen uygundur. Ülkemizde en çok bağışlanarak nakil yapılan doku kandır. Kandan sonra ise böbrek gelmektedir. Bölgesel kemik sakatlığı olanlar da doku veya organ bağışı yapabilirler.
İLK YARDIM ÇANTASI
Muhtemel bir trafik kazasında yaralılara önlem almak, ilk yardım yapabilmek için araçlarda ilk yardım çantası bulundurulmalıdır. İlk yardım çantasında gerekli olan malzemelerinin miktarını etkileyen faktör, taşınan yolcu sayısıdır. Yolcu taşıyan araçlarda daha çok miktarda malzemesi olan ilk yardım çantası bulunmalıdır.
Motorlu bisiklet, motosiklet ve iş makinesi dışındaki motorlu araçlarda ilk yardım çantası bulundurmak zorunludur.
İlk yardım çantası araçta kolay erişilebilir ve görünür bir yerde olmalıdır. Tentürdiyot ilk yardım çantası muhteviyatından çıkarılmıştır.
Araçlarda Bulunması Gereken İlk Yardım Malzemesi:
Cinsi Miktarı*
1- Büyük sargı bezi (10 cm x 3-5 m) 2 adet
2- Hidrofil gaz steril ( 10 x 10 cm 50’li kutu) 1 kutu
3- Üçgen sargı 1 adet
4- Hidrofil Pamuk (70 gr.) 1 paket
5- Flaster ( 2 cm. x 5 m) 1 adet
6- Çengelli iğne 10 adet
7- Küçük makas (paslanmaz çelik) 1 adet
8- Esmark bandajı 1 adet
9- Turnike (en az 50 cm örgülü tekstil malzemeden 1 adet
10- Yara bandı 10 adet
11- Plastik örtü (150 x 200 cm) 1 adet
12- Airway (hava yolu hortumu) 1 adet
13- Solunum maskesi 1 adet
14- Çanta içindekilerin listesi
*Araçlarda bulunan her 10 koltuk için 1 çanta için malzeme ilave edilir.
SOLUNUM
Göğüs bölgesinde ezilme, sıkışma ve baskı gibi durumlar, elektrik çarpması, zehirli gazlar ve dumanlar, dilin gevşeyip soluk yolunu tıkaması, suda boğulma sonucu akciğerlere su dolması, soluk yoluna cisim kaçmasıyla solunum durabilir.
Kazazedenin soluk alıp alamadığını anlamak için, başını geriye doğru iterek kulağımızı ağzına yaklaştırırız.
Ses duyulmuyor, nefes sıcaklığı hissedilmiyor, göz bebekleri büyümüş, ayrıca göğüs hareketleri de görülmüyor ise, solunum durmuş demektir.
Yetişkin bir insan, dakikada 15-20 defa soluk alırken, çocuklar dakikada 20-30 defa solurlar.
Solunum yetmezliğinde ilk önce beyin etkilenir. Solunum durduğunda kandaki oksijen oranı düşer ve 6 dakika içinde ölüm meydana gelir. Suni solunum, solunumu durmuş kimseye dışarıdan hava takviye etmektir. En etkili suni solunum yöntemi ağızdan ağıza suni solunumdur.
Suni solunum yaptırılacak olan hastanın ilk olarak, soluk yolunu açmak için çene göğüsten uzaklaştırılır.
Suni solunum, solunumu en çok 4-6 dakika önce durmuş olanlara yapılır.
Kalbi çalıştığı halde solunumu durmuş olanlara, hasta kendi kendine soluyuncaya kadar suni solunuma devam edilir. Yetişkin bir insana dakikada 15-20 suni solunum yaptırılmalıdır. Ağızdan ağıza suni solunum sırasında nefes verirken hastanın göğüs hareketleri gözlenir, göğüsün yükselmesinden verilen hava basıncının yeterliliği anlaşılır.
Ağız ve burun çevresi kanamalı yaralanmalarda Holger-Nielsen (sırttan bastırma) yöntemi tercih edilir.Holger-Nielsen metodu uygulanacak hasta yüzüstü yatırılır. Sırttan bastırma ile hasta nefes verir, dirseklerden kaldırma ile nefes alır. İlk yardımcı hastanın baş tarafındadır.
Solunum zorluğu olan kimse veya suni solunum sonucu tekrar solumaya başlayan bir kimse yan yatış pozisyonuna alınır, dil kontrol edilir baş geriye bükülür.
Beslenme sırasında soluk yolu tıkanan yetişkin kazazedeye uygun pozisyon uygun pozisyonda sırt kısmının ortasına vurularak soluk yolu açılır.
Bebeklere suni solunum ağız ve burundan birlikte az hava, sık aralıkla verilmelidir. Bebeklerde soluk yoluna herhangi bir cisim kaçması halinde ilk yardım olarak; ağız kısmı aşağıda, yüzüstü tutulur ve sırtına hafif vurulur.
Bayılma sonucu bilinci kaybolmuş hastaya soluk yolunun tıkanmaması için sabit yan yatış pozisyonu verilir.
Bilinci kaybolmuş olan bir kazazedenin dili
gevşer ve soluk yolu üzerine düşerek soluk yolunu tıkar.
Solunum yolu ile zehirlenenlere ağızdan ağıza suni solunum metodu uygulanmalı.
Silvester metodu ile suni solunum uygulanacak olan kazazedeye sırt üstü yatış pozisyonu verdirilir.
KALP DURMASINDA İLK YARDIM
Kalp, dolaşım sisteminin merkezidir. Kalp, dakikada 60-80 defa çalışarak hücrelere ve dokulara kan pompalar. Bebeklerde kalp atım sayısı büyüklerden fazladır.
Nabzın kaybolması ( boyun, şahdamarı ve el bileğinde), Solunum durması, reflekslerin kaybolması, göz bebeklerinin büyümesi ve kuvvetli ışıkta küçülmemesi, bilinç kaybı, vücut ısısnın düşmesi ve vücutta morarmaların olması kalp durmasının belirtileridir. Kalp durmasında ilk önce etkilenen kan dolaşımı sistemidir.
Kalbi en çok 6 dakika önce durmuş olanlara kalp masajı yapılır. Kalp masajı uygulama bölgesi, göğüs kemiğinin alt uç 1/3 lük kısmıdır.
Kalp masajı yapılacak olan kazazede sert bir zemine sırt üstü yatırılır. Kalp masajı yapılrken göğüs kemiği 5-7 cm kadar esnetilmelidir. Masaja en fazla kalp çalışıncaya kadar devam edilir. Yetişkin bir insana ortalama 60-80 kalp masajı yapılır. Bebeklere kalp masajı dakikada 100 defa yapılmalıdır.
Kalp masajı ile suni solunumun yalnızca bir ilk yardımcı uygulamak zorunda kalırsa, sırsıyla 15 kalp masajı – 2 suni solunum yapmalıdır. iki ilk yardımcı kalp masajı ile suni solunumu birlikte uygulayacak ise sırasıyla önce 5 kalp masajı -1 suni solunum yapılmalı.
Çalışan kalbe masaj yapılması halinde kalp durabilir.
Elektrik çapmasında kazazede elektrik devresinden çıkarıldıktan sonra ilk olarak kalp masajı bölgesine bir defa yumruk vurulur.
Herhangi bir nedenle kanın damarlardan dışarıya akmasına kanama denir.
İç kanama: Kanın içeriye doğru, vücut boşluklarına ve organlara akmasına denir. Baş dönmesi, halsizlik, soğuk terleme, yüzde solukluk, huzursuzluk, hızlı ve zayıf solunum, el ve ayaklarda soğuma, hava açlığı ve susuzluk hissi iç kanamanın belirtileridir.
Dış kanama :Kanın vücut derisinin bütünlüğü bozularak dışarı akmasıdır. Yeni meydana gelen büyük bir dış kanamada ilk önce temiz olan el veya parmakla, yara yerine basınç yapılmalıdır.
1- Atardamar kanaması : Kesik kesik fışkırarak akar ve açık kırmızı renktedir. Kısa zamanda fazla kan kaybı olduğunda en tehlikeli kanamadır.
2- Toplardamar kanaması : Akarak kanar. Rengi koyu kırmızıdır.
3- Kılcaldamar kanaması : Sızıntı şeklinde olur, tehlikeli değildir.
Kan durdurma yöntemleri
1- Kanayan yere elle baskı
2- Basınç noktalarına baskı: Kanayan bölgenin damarlarını baskı noktalarından deri ile kemik arasına sıkıştırmak.Boyun kanamasında,şah damarı üzerine basmakla; Baş derisi kanamasında, şakak kemiği üzerinde damara basmakla; omuz kanamasında, köprücük kemiği arka iç kısmına basmakla; kol ve eldeki kanamalar için, koltuk altından başlayıp kolun iç yüzeyi boyunca uzanan damara, ayak ve bacakta ise kasık iç kısmına baskı yapmakla kanama önlenir.
Kendiliğnden meydana gelen burun kanamasında,hastanın yüz ve ensesi soğuk su ile yıkanır, burnu sıkıştırılarak hasta oturtulur.
Kanama sonucu vücuttaki toplam kanın % 20 si kaybedilirse hayati tehlike başlar.
İnsan vücut ağırlının 1/13 ü kandır.
Kanamalarda kanamayı azaltacak yöntemlerden biri de, kanama yerini kalp seviyesinde yukarıda tutmaktır.
Kanayan yer ile kalp arasındaki tek kemik üzerinde sıkma bağı uygulanarak kanama durdurma yöntemine turnike denir.
Koldaki turnike dirsek ile omuz arasında sıkarak; bacakta turnike, diz ile kalça arasından sıkarak uygulanır.
Turnike ( sıkma bağı ) olarak kullanılacak malzeme 5-6 cm enli elastik malzeme olmalı. Sıkma bağı olarak bandaj, mendil veya kravat kullanılır. Turnike bandı 20 dakikada bir, 5-10 saniye süreyle gevşetilerek kanın gitmesi sağlanır. Turnikeyi 2-3 saatten fazla sıkılı şekilde bırakmamaya dikkat edilir.Bu nedenle turnike uygulamaya başlandığı saatin yazılıp kazazedenin görünür bir yerine asmak gerekir.
ŞOK
Kan dolaşımı yetersizliği nedeniyle vücut canlılığının azalmasına şok denir. Ani korku ve heyecan, aşırı tuz ve su kaybı, zehirlenme, ağır yaralanma, alerji ve çeşitli hastalıklar dolaşım sisteminin yetersizliğini ortaya çıkarır ve şok’a neden olur.
Şok’un belirtileri: Halsizlik, bitkinlik, deride renk solukluğu, sararma, terleme, huzursuzluk, şaşkınlık, endişe ve korku hissi, vücut ısısının düşmesi ve titreme, bulantı-kusma, hayat faaliyetinin zayıflaması, solunum ve nabızdan zayıflama ve sayısında aşırı artış.
Eğer kanama varsa, derhal durdurulur ve hasta hemen şok pozisyonuna alınır. Şok Pozisyonu: Hasta sırt üstü düz bir zemine yatırılır ve bacakları 30-40 cm. yukarı kaldırılır. Böylece beyne kan gitmesi sağlanmış olur. Hastanın üstü örtülerek vücut ısısı korunur. Hasta ile konuşarak güven telkin edilir ve şuurun açık kalması sağlanır. En kısa zamanda hastaneye sevk edilir.
Bir trafik kazası sonucu görülen şok belirtisi vücut sıcaklığının azalmasıdır.
BAYILMA
Dolaşım yetersizliği sonucu, beynin kansız kalması nedeniyle geçici olarak kendinden geçmeye bayılma denir. Aşırı kanama, kalp yetmezliği, tansiyon düşmesi, aşırı heyecan, yorgunluk, aşırı su kaybı, güneş çarpması bayılmanın nedenidir.Bayılmanın balirtileri ise, hastanın kendinden geçmesi, sararma , vücut ısısının azalması ve terleme, nabız ve solunum zayıflaması ve sayısının azalması.Bayılan kişinin hareket sisteminin faaliyeti durduğu için oturtulmamalı duyu organları uyarılmalıdır. Bayılmada da şokta olduğu gibi ilk yardım olarak şok pozisyonu uygulanır. Bilinç kaybı şokta zamanla oluştuğu halde bayılmada aniden meydana gelmektedir.
YARALANMA, YANIK VE KIRIKLAR
Trafik kazalarında daha çok sert ve künt cisimlerin darbesiyle en çok ezik yara meydana gelir.
– Açık yaralanmada yapılması gereken ilk işlem, varsa kanama ve buna bağlı olarak şokun önlenmesidir. Açık yaralarda yara üzerine tendürdiyot sürülmesi, yara üzerindeki canlı dokuları öldürerek tedaviyi zorlaştırır.
– İlk yardım önlemi olarak yara temiz bir sargı beziyle sarılarak dış etkilerden korunur. Tendürdiyot, oksjenli su ve merhem kullanılmaz. Yaralı bölge üstte kalacak şekilde yaralı sağlık kuruluşuna sevk edlilir.
Kesik yaralarda yaranın vücut eksenine göre yönü önemlidir. Kesik yaralarda yara kenarları birbirlerine yaklaştırıldıktan sonra sarılarak ilk yardım yapılır.
Bir cismin batması suretiyle meydana gelen yaralanmalarda, yabancı cisim çıkarılmadan yaralı sağlık kuruluşuna sevk edilir.
Yanıklar:
Deri ile deri altı organ ve dokuların yandığı yanıklar 3, derece yanıklardır. Büyük ve belirgin iz bırakırlar.
En hafif olup iz bırakmayan yanıklar 1, derecede yanıklardır.
– Geniş alanlı yanıklarda tehlike sınırı % 20 dir.
– Yanık yarası olan kimseye kaza yerinde yara, temiz, soğuk, buz veya ıslak bir sargı beziyle örtülür.
– Kimyevi madde yanıklarında yanık bol su ile yakanır.
– Göze kimyevi madde kaçması halinde bol su ile yıkanır, pamukla kapatılır.
A1, A2 ve F sınıfı belge ile kullanılan araçların dışındaki araçlarda yangın söndürme cihazı bulundurulması zorunludur. Yangın söndürücü, araçta sürücünün hemen yanında olmalı.
Bir trafik kazası sonucu araçta yangın çıkmaması için öncelikle kontak anahtarı kapatılmalı ve varsa yaralılar oradan uzaklaştırılmalıdır.
Motorda başlayan bir yangını, yangın söndürücü ile söndürmek için, ilk olarak kaput açılmadan, yangın söndürücü motorun ön ve alt kısmına püskürtülür.
Olay yerinde ilk yardım önlemine ihtiyaç duyulmayan yanık çeşidi güneş yanığıdır.
Yanık yere hiçbir şekilde diş macunu sürülmez. Yanık yerinde oluşan su toplanması ( bül ) kesecikleri patlatılmadan yara bölgesi soğuk tutulmalıdır.
Olay yerinde yanık yere ilk müdehale soğuk su ve buz, yara üzerine ve çevresine kısa süre tatbik edilmelidir.
Kırıklar :
Herhangi bir nedene bağlı olarak kemik dokusu bütünlüğünün bozulmasına kırık denir.
– Çıkık ve burkulmalar eklem yerlerinde, kırıklar kemiklerin her yerinde görülür.
– Kırık kemik uçlarının yakın organlara batarak yara açmaması ve ağrı meydana getirmemesi için kırıklar tesbit edilir.( sabitleştirilir)
– Tesbit işlemi organın hareketsizliğinin sağlanmasıdır. Eğer tesbit yapılmazsa felç veya iç kanama meydana gelebilir.
– Uzun kemiklerde kırık bölgeyi sabit tutan düz nesneye Atel denir.
– Diz ile kalça arasındaki kemikte kırık varsa, kazazede sırt üstü yatırılır, iç ve dış yanlardan atel ile tesbit edilir. Dış atelin boyu koltuk altından topuğa kadar olmalıdır.
– Pazu kemiği kırıklarında, atel ile tesbit işleminde ön kol boyuna kol ile 90 derecelik açı yapacak şekilde asılır. Atel malzemesi yoksa ceket veya gömlek eteği ön kol üzerinden kaldırılıp iğlenerek tesbit yapılır.
– Diz ile ayak arasındaki kemikler kırıldığında uygulanacak atel topuktan kalçaya kadar olmalıdır.
– Bacak kemiği kırıklarında atel bulunamadığı durumlarda, iki bacak arasına yumuşak malzeme konularak bacaklar birbirine bağlanır.
Omurga kemiği kırıklarında en tehlikeli sonuç, kırık bölgeden aşağısının felç olmasıdır. Bu nedenle kazazedenin oturtulmaması gerekir. Aksi halde felç olabilir.
– Köprücük kemiği kırıklarında omuz bölgesi kemiklerinin tesbiti gereklidir. (atel kullanılmaz). Köprücük kemiği kırıklarında üçgen sargı bezi kullanılır.
Çıkık :
Eklem yüzeylerinin birbirinden ayrılmasıdır.
– Eklem bandajla en rahat şekilde tesbit edilir, kalp seviyesinden yukarıda ve soğuk tutulur. Çıkan bölgenin hareketsizliği sağlanarak hekime sevk edilir.
Burkulma :
Eklem bağları ve yüzeylerin zedelenmesine burkulma denir.
– Burkulmalar hareketli eklem bölgesinde olur.
– Burkulma bölgesindeki şişmeyi önlemek için kalp seviyesinden yukarıda ve soğuk tutulur. Burkulma bölgesi ilk 12 saat soğuk daha sonra sıcak tutulmalıdır.
Burkulma ve çıkıklarda ağrı sonucu oluşacak şoku önlemeye yardımcı olmak için ilk yardım uygulanırken hastanın üstü örtülerek vücut sıcaklığının korunması sağlanır.
ÖNEMLİ ORGAN YARALANMALARI
Kafa yaralanması :
Kafa içi yaralanmanın en belirgin özelliği bulantı ve kusmadır.
– Başa alınan darbe sonucu kulak ve burunda kan geliyorsa, beyinde hasar var demektir. Kazazedenin kan akan bölgesi altta kalacak şekilde yan yatırılır ve kanama engellenmez. Soluk yolu açık tutularak sevk edilir.
– Bilinci kaybolmuş bir kişinin göz bebekleri farklı büyüklükte ise beyin hasarı olduğu anlaşılır.
– Beyin hasarında ışık uyarısına cevap yoktur.
– Kazazedenin vücudu sıcak tutulur, başa soğuk uygulanır. Baş yaralanması sebebiyle bayıldıktan bir süre sonra kendine gelen kazazede en az altı saat süre ile hekim kontrolünde tutulmalıdır.
Göğüs yaralanması :
Göğüsteki açık yara ıslak temiz sargı beziyle kapatılarak, göğüs kafesine hava girmesi engellenmeye çalışılır. Eğer göğüs kafesine hava girecek olursa akciğerler küçülür.
– Kazazedenin göğüs kafesine batan yabancı cisim duruyorsa, dokunmadan yara kenarları sarılarak sevk edilir.(Oturuş veya yarı oturuş pozisyonunda)
Karın yaralanmaları :
Darbe alınan yerde görülen sertlik kapalı karın yaralanmalarının en önemli belirtilerindendir. Bunun nedeni de karın bölgesinde iç kanamadır. Şiddetli ağrı vardır.
Kapalı karın yaralanmasında darbe alınan yere buz tatbik edilir, Kesinlikle sulu gıda beslenme yaptırılmamalıdır.
Açık karın yarası olan kazazedeye verilecek pozisyon yaranın yönüne göre değişir. Eğer dışarıya organ sarkmışsa, organlar yara üzerinde toplanarak ıslak, temiz bir sargı beziyle örtülmelidir.
Kazazedenin karın bölgesinde yukarıdan aşağı (boylamasına ) yara varsa yara kenarlarının birbirine yanaşmasını sağlamak için ayakların gergin tutulması sağlanmalıdır.
Omurga yaralanması :
Boyun, sırt ve bel omurları kırıklarında, kazazede uygun şekilde tesbit ve nakledilmezse ( sert zeminli sedyede kazazede sırt üstü yatar pozisyonda ) felç olur.Oturtulursada felç olur.
Omurga yaralanması olan kazazede hasar alan bölgeden aşağıda hissizlik belirtisi görülür.
ZEHİRLENME, SICAK VURMASI VE DONMALAR
Zehirlenme :
a) Solunum yoluyla zehirlenmeler :Gazlarla olan zehirlenmelerdir. (Egzoz gazları , diğer gazlar vs. )
– Kapalı yerlerde (garaj içinde ) zehirli gazlara maruz kalmak en tehlikeli solunum yolu zehirlenmesini oluşturur.
– Zehirlenmede egzoz gazı içinde bulunan karbonmonoksit, kanın oksijen taşıma özelliğini kaybettirir.
– Solunum yoluyla zehirlenenler solunum güçlüğü çektiklerinden yan yatış pozisyonuna aılınırlar.
– Solunum yoluyla zehirlenenler yetersiz solunum yaptıklarından açık havaya çıkarılır. Gerekirse suni solunum yapılır.
b) Yutularak alınan zehirler :
– Yiyeceklerle ve ilaçlarla olan zehirlenmelerde hastanın şuuru yerinde ise kusturulur. En etkili kusturma metodu parmakla dilin arka kısmını uyarmaktır.
– Yakıcı kimyasal maddeler içildiyse ( asit , alkali ) hasta kusturulmaz, bol su içirilir. Kimyasal madde ile zehirlenenlere yoğurt yedirilir.
c) Yılan . akrep ve böcek sokması :
– Yılan zehirlenmelerinde ısırılan bölge soğuk ve kalp seviyesinden aşağıda tutulur.
– Böcek ve arının soktuğu yerin soğuk tutulması bölgede şişmeyi önler. Gerekirse ameliyatlarda kullanılan ispirto veya sodyum bikarbonat eriyiği ile kompres yapılır.
GÜNEŞ ÇARPMASI VE SICAK VURMASI
– İlk yardım olarak hassas deri üzerine soğuk tatbik edilerek beden sıcaklığının düşürülmesi sağlanır.
– Güneş çarpması sonucu beyindeki ısı merkezi bozulur, vücut sıcaklığı artar.
-Sıcak vurması (çarpması) sonucu oluşan bitkinliğin nedeni su ve tuz kaybıdır. Bunun için tuzlu ayran içirilir.
– Güneş yanığında olay yerinde ilkyardım uygulanmaz, hemen sağlık kuruluşuna sevk edilir.
DONMA VE SOĞUK
Uyku hali ve uyuma isteği donma belirtisidir.
– Hastanın uyuması engellenir.
– Vücut sıcaklığı yavaş yavaş yükseltilir.
– Hiçbir şekilde sert ve hızlı masaj yapılmaz, alkol içirilmez.
YARALI TAŞIMACILIĞI
– Yaralı taşımacılığında sedye her zaman tercih edilmelidir.
– Ayağı kırık olan kazazedeler mutlaka sedye ile taşınmalıdır. Merdiven inerken veya çıkarken sedyedeki hastanın başı yukarıda olmalı. Diğer durumlarda sedye ile taşınmalıdır. Cankurtarana bindirilirken yaralının baş kısmı önde olmalıdır.
– Kaza yerinden solunum güçlüğü çekenler, şoka girenler önce taşınmalıdır.
– Çok sayıda yaralının olduğu kazalarda en son burkulma, çıkık ve kol kemiği kırılanlar taşınmalıdır.
– Hasta kusuyorsa ve solunum güçlüğü çekiyorsa yan yatış pozisyonu ile taşınır.
– Solunum yolu zehirlenmelerinde kazazedeler iki kişi ile sedyesiz taşınabilir.
Oturuş pozisyonunda taşınması gerekenler:
Kaburga kemiği kırıkları, göğüs yarası olanlar, kol kemiği kırıkları, köprücük kemiği kırıkları.
Sırtüstü yatırılarak taşınması gerekenler:
– Omurga yaralanmaları veya kırıkları, bacak kemiği kırıkları.
– Boyun, sırt ve bel omurları kırıklarında, kazazede uygun şekilde tespit ve nakil edilmezse hasta felç olur. Bu tür yaralılar kesinlikle bir sedye temin edilerek sevk edilmelidir.
Diz ile kalça arasındaki kemikte kırık varsa kazazede sırt üstü yatırılarak iç ve dış yanlardan atelle tespit edilir.
Başa alınan bir darbe sonucu kulak veya burundan kan geliyorsa, kazazede kan akan kulak altta kalacak şekilde yan yatırılarak sevk edilmelidir.
Yaralı kazazedeler yaralı bölge üstte kalacak şekilde sevk edilmelidir.
Bir kaza sonucunda yaralı kazazedeler araçtan en az üç kişi ile ve dikkatlice çıkarılmalıdır. Yaralı araçtan çıkarılırken, yaralının omurga ekseninin düzlüğünün bozulmamasına dikkat edilmelidir.
En az üç ilk yardımcının bulunmadığı kaza yerinde, araçtaki yaralı ancak araçta yangın meydana gelmişse bir kişi tarafından da çıkartılabilir.
Yaralının boyun hasarı gördüğü şüphesi varsa, araçtan çıkartılırken boyuna kask veya diğer kalın bir malzeme sarılmalıdır.
SÜRÜCÜ SAĞLIĞI
– İşitme yetersizliği olanlar işitme cihazı ile belli yaterliliğe ulaşabiliyorsa B sınıfı özel araç ve F sınıfı sürücü belgesi ile araç sürebilirler.
– İşitme özürlü olanlar H sınıfı (özürlüler için özel donatımlı araç) sürücü belgesi alamazlar.
– Ortapedik yetersizlikleri olan sürücü adaylarının araçlarına özel donanım takviye edildikten sonra H sınıfı sürücü belgesi alabilirler.
– Gözlük veya lens kullananlar, araç kullanırken gözlük veya lenslerini kullanmak zorundadırlar.
– Tek gözü görmeyenlere, renk körü olanlara, tavuk karası (gece körü) olanlara, ileri derecede kalp yetmezliği olanlara, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı olanlara ve ileri derecede psikolojik rahatsızlığı olanlara sürücü belgesi verilmez.
– Alkol sürücülerin reflekslerini (tepkilerini) azaltır.
– Sürücüler için en doğru olan, hiç alkol kullanmamaktır.
– Resmi ve ticari araç kullananlar alkollü içki almış olarak araç kullanamazlar.
– Alkol ve uyuşturucu alışkanlığı ileri derecede olanlar hiçbir şekilde sürücü belgesi alamazlar.
– Emniyet kemeri takılması şehir içi ve dışında mecburidir. Aynı zamanda sürücü ve yolcuların koltuklarında başlık bulunması yararlıdır.
Emniyet kemeri kullanımı, trafik kazalarında ölüm ve yaralanma oranlarının azalmasını sağlamaktadır. Ayrıca motorlu bisiklet ve motorsiklet sürücüleri ile yolcuların koruma başlığı (kask) kullanmaları, sürücülerin ayrıca gözlük kullanmaları şehir içine ve dışında zorunludur.
RUHSAL YAPI
– Trafik kazalarına en çok neden olan sürücülerdir.
– Kazaların pek çoğu kurallara uymamak ve kuraldışı araç kullanma sonucu ortaya çıkar.
– Ruhsal yapı sürücülükte çok önemlidir. Çünkü sürücüleri trafik kurallarını çiğnemeye iten önemli neden ruhsal yapılarının kural çiğnemeye elverişli olmasıdır.
– Trafik kazalarına en çok sebep olan sürücüler, paylaşmayı bilmeli ve uygulamalıdır.
– Ruhsal yapısı bozuk olan biri kullandığı aracın üstünlüğünü kendinde zanneder.
– Uygun sürücü davranışı, karşılaştığı kazalarda ilk yardım uygulamaktır.
DOKU VE ORGAN NAKLİ, BAĞIŞI
– En çok kan ve böbrek olmak üzere, kalp, pankreas, akciğer, kemik iliği, gözün kornea tabakası gibi organların nakli yapılmaktadır.
– 18 yaşını doldurmamış ve mümeyyiz olmayanlardan doku ve organ alınması yasaktır.
– Çocuklarda; anne ve babalarının izni alınmak şartıyla, 2 yaşından başlayarak doku ve organ alınabilir.
– Ölümden önce hastanın tedavisinden sorumlu olan doktorlar, doku ve organ naklini gerçekleştirecek ekipte olamazlar.
– Yaşamda iken, akrabalar arası nakiller hariç verici veya yakınları, alıcının ismini öğrenemez, aynı şekilde alıcı da vericiyi öğrenemez. Ülkemizde, uygun şartları taşıyan doku ve organ bağışı hem hukuken hem de dinen uygundur.
– Ağır iltihabi hastalıklar, şeker hastalığı, böbrek hastalıkları, kanser, AİDS gibi hastalıklar organ bağışı için engel teşkil eder.